Olmasaydı eder miydin? neden edeceksin gerçekten gerek yok
Ederdim çünki bunu yapmamam için tek sebep intihar edenin cehenneme gitmesi
"Bu hayat böyle gitmiyor, seni çok iyi anlıyorum. nefes almak çok zor, umut denilen şeyin zerresi yok, gülümsemek ne ki? çoktan unutmuşsun, nefes alamıyorsun, ruhun mengeneye sıkıştırılmış gibi, çırpınıyorsun resmen. farkındayım.
bu hayat bataklık gibi, çektikçe çekiyor dibe, çok iyi anlıyorum. içinden hiçbir şey yapmak gelmiyor, insanları etrafından uzaklaştırıyorsun, zorunda kalmadıkça kimseyle konuşmuyorsun. konuşsan da suratın asık ve agresifsin, önüne geleni azarlıyorsun.
bazen kendini bazı hobilere zorluyorsun, onu da içinden gelerek -hevesle- yapmıyorsun. kendine ayrılan sürenin sonuna gelmek için öylece oyalanıyorsun, biliyorum, ama oyalanmak bir yerden sonra çok zor gelmeye başlıyor. bu hayatta kalmanı gerektirecek bi sebep göremiyorsun.
günlerce uyumak istiyorsun. bazen uyuyorsun, ama yine bir şekilde bi karanlığın ortasına uyanıp, kendini ağlarken buluyorsun. göz yaşlarına engel olamadan 3-5 saat aralıksız ağlayabiliyorsun. uyanık kalman ve çalışman gerekiyorsa 'hasta' maskeni takıyorsun; iki öksürüyorsun, seni hasta sanan insanlar pek sorgulamıyorlar. onları da savuşturuyorsun bi şekilde, ama bu şekilde nereye kadar yaşayabileceğini bilmiyorsun hiç.
her otobüse-dolmuşa bindiğinde aracın kaza yapmasını ve ölmeyi diliyorsun. olmadı yürürken kafana bi yerden bi şeyler düşse, bi araba senin yürüdüğün kaldırma girip seni biçse diye umut ediyorsun.
ardından üzülecek insanları düşünüyorsun. arkadaşları bi yerden sonra siktir ediyorsun. geriye üzülecek bir ana-baba kalıyor. annenin gireceği sinir krizleri, babanın geçireceği kalp krizi sonucu ölme ihtimali gözünün önüne geldikçe vazgeçiyorsun. sonra onlar ölseler de ana-babaya evlat acısı yaşatmasam diye beklemeye başlıyorsun.
ana-baba ve yaşamayı asla istemeyecekleri ve kaldıramayacakları evlat acısı senin son çırpınışların oluyor. bi an 'kendimi öldürmeden önce onları öldürsem de evlat acısını yaşamasalar' diye kafandan geçiriyorsun, ama onların üzülmesini bile istemezken onları da öldüremiyorsun.
işte böyle bok bi hayatın içine sıkıştık dostum. biliyorum, yaşamak istemiyorsun, birçok kişi istemiyor. ama son bi şans ver hayata, bozulan vücut kimyanı düzeltmek için kullanman gereken ilaçlar var. ama şansını bi zorla be, bi dene, olur ya belki yakalayabileceğin sonsuz bi mutluluk vardır."
"Bu hayat böyle gitmiyor, seni çok iyi anlıyorum. nefes almak çok zor, umut denilen şeyin zerresi yok, gülümsemek ne ki? çoktan unutmuşsun, nefes alamıyorsun, ruhun mengeneye sıkıştırılmış gibi, çırpınıyorsun resmen. farkındayım.
bu hayat bataklık gibi, çektikçe çekiyor dibe, çok iyi anlıyorum. içinden hiçbir şey yapmak gelmiyor, insanları etrafından uzaklaştırıyorsun, zorunda kalmadıkça kimseyle konuşmuyorsun. konuşsan da suratın asık ve agresifsin, önüne geleni azarlıyorsun.
bazen kendini bazı hobilere zorluyorsun, onu da içinden gelerek -hevesle- yapmıyorsun. kendine ayrılan sürenin sonuna gelmek için öylece oyalanıyorsun, biliyorum, ama oyalanmak bir yerden sonra çok zor gelmeye başlıyor. bu hayatta kalmanı gerektirecek bi sebep göremiyorsun.
günlerce uyumak istiyorsun. bazen uyuyorsun, ama yine bir şekilde bi karanlığın ortasına uyanıp, kendini ağlarken buluyorsun. göz yaşlarına engel olamadan 3-5 saat aralıksız ağlayabiliyorsun. uyanık kalman ve çalışman gerekiyorsa 'hasta' maskeni takıyorsun; iki öksürüyorsun, seni hasta sanan insanlar pek sorgulamıyorlar. onları da savuşturuyorsun bi şekilde, ama bu şekilde nereye kadar yaşayabileceğini bilmiyorsun hiç.
her otobüse-dolmuşa bindiğinde aracın kaza yapmasını ve ölmeyi diliyorsun. olmadı yürürken kafana bi yerden bi şeyler düşse, bi araba senin yürüdüğün kaldırma girip seni biçse diye umut ediyorsun.
ardından üzülecek insanları düşünüyorsun. arkadaşları bi yerden sonra siktir ediyorsun. geriye üzülecek bir ana-baba kalıyor. annenin gireceği sinir krizleri, babanın geçireceği kalp krizi sonucu ölme ihtimali gözünün önüne geldikçe vazgeçiyorsun. sonra onlar ölseler de ana-babaya evlat acısı yaşatmasam diye beklemeye başlıyorsun.
ana-baba ve yaşamayı asla istemeyecekleri ve kaldıramayacakları evlat acısı senin son çırpınışların oluyor. bi an 'kendimi öldürmeden önce onları öldürsem de evlat acısını yaşamasalar' diye kafandan geçiriyorsun, ama onların üzülmesini bile istemezken onları da öldüremiyorsun.
işte böyle bok bi hayatın içine sıkıştık dostum. biliyorum, yaşamak istemiyorsun, birçok kişi istemiyor. ama son bi şans ver hayata, bozulan vücut kimyanı düzeltmek için kullanman gereken ilaçlar var. ama şansını bi zorla be, bi dene, olur ya belki yakalayabileceğin sonsuz bi mutluluk vardır."
Yazıda kendimi buldum resmen okurken aynı ben dedim Anne baba kısmı çok haklı ama annenin seni sevmediğini hissettikden sonra gerçekten hayat anlamsızlaşıyor.. Annedir seviyordur mutlaka diyeceksin ama bunu bilmek ne değiştirir ki insan bunu hissetmek istiyor, şefkat görmek istiyor, en azından ailesinin onu anlamasını bekliyor. Birinin yanımda olmasına ihtiyaç duyarken herkes bana cephe alıyor böyle bir durumda nasıl bu hayata karşı istekli kala bilirim ki? Tek çıkış yolu ölüm o da Allahın elinde ne zaman alırsa artık canımı ..
Yazıda kendimi buldum resmen okurken aynı ben dedim Anne baba kısmı çok haklı ama annenin seni sevmediğini hissettikden sonra gerçekten hayat anlamsızlaşıyor.. Annedir seviyordur mutlaka diyeceksin ama bunu bilmek ne değiştirir ki insan bunu hissetmek istiyor, şefkat görmek istiyor, en azından ailesinin onu anlamasını bekliyor. Birinin yanımda olmasına ihtiyaç duyarken herkes bana cephe alıyor böyle bir durumda nasıl bu hayata karşı istekli kala bilirim ki? Tek çıkış yolu ölüm o da Allahın elinde ne zaman alırsa artık canımı ..
Benim de intiharı düşündüğüm zamanlar oldu ama şimdi düşündüğümde çok saçma geliyor ölmesi gereken ben değil canımı sıkanlar. Üniversite hayali kur güzel şeyler düşün şimdi olmasa bile ilerde her şey yoluna girecek emin ol.
Yazıda kendimi buldum resmen okurken aynı ben dedim Anne baba kısmı çok haklı ama annenin seni sevmediğini hissettikden sonra gerçekten hayat anlamsızlaşıyor.. Annedir seviyordur mutlaka diyeceksin ama bunu bilmek ne değiştirir ki insan bunu hissetmek istiyor, şefkat görmek istiyor, en azından ailesinin onu anlamasını bekliyor. Birinin yanımda olmasına ihtiyaç duyarken herkes bana cephe alıyor böyle bir durumda nasıl bu hayata karşı istekli kala bilirim ki? Tek çıkış yolu ölüm o da Allahın elinde ne zaman alırsa artık canımı ..
Benim de intiharı düşündüğüm zamanlar oldu ama şimdi düşündüğümde çok saçma geliyor ölmesi gereken ben değil canımı sıkanlar. Üniversite hayali kur güzel şeyler düşün şimdi olmasa bile ilerde her şey yoluna girecek emin ol.
İnşallah öyle olur
Okulların açılmasını hiç bu kadar istememiştim -_-
Yorumlar
bu hayat bataklık gibi, çektikçe çekiyor dibe, çok iyi anlıyorum. içinden hiçbir şey yapmak gelmiyor, insanları etrafından uzaklaştırıyorsun, zorunda kalmadıkça kimseyle konuşmuyorsun. konuşsan da suratın asık ve agresifsin, önüne geleni azarlıyorsun.
bazen kendini bazı hobilere zorluyorsun, onu da içinden gelerek -hevesle- yapmıyorsun. kendine ayrılan sürenin sonuna gelmek için öylece oyalanıyorsun, biliyorum, ama oyalanmak bir yerden sonra çok zor gelmeye başlıyor. bu hayatta kalmanı gerektirecek bi sebep göremiyorsun.
günlerce uyumak istiyorsun. bazen uyuyorsun, ama yine bir şekilde bi karanlığın ortasına uyanıp, kendini ağlarken buluyorsun. göz yaşlarına engel olamadan 3-5 saat aralıksız ağlayabiliyorsun. uyanık kalman ve çalışman gerekiyorsa 'hasta' maskeni takıyorsun; iki öksürüyorsun, seni hasta sanan insanlar pek sorgulamıyorlar. onları da savuşturuyorsun bi şekilde, ama bu şekilde nereye kadar yaşayabileceğini bilmiyorsun hiç.
her otobüse-dolmuşa bindiğinde aracın kaza yapmasını ve ölmeyi diliyorsun. olmadı yürürken kafana bi yerden bi şeyler düşse, bi araba senin yürüdüğün kaldırma girip seni biçse diye umut ediyorsun.
ardından üzülecek insanları düşünüyorsun. arkadaşları bi yerden sonra siktir ediyorsun. geriye üzülecek bir ana-baba kalıyor. annenin gireceği sinir krizleri, babanın geçireceği kalp krizi sonucu ölme ihtimali gözünün önüne geldikçe vazgeçiyorsun. sonra onlar ölseler de ana-babaya evlat acısı yaşatmasam diye beklemeye başlıyorsun.
ana-baba ve yaşamayı asla istemeyecekleri ve kaldıramayacakları evlat acısı senin son çırpınışların oluyor. bi an 'kendimi öldürmeden önce onları öldürsem de evlat acısını yaşamasalar' diye kafandan geçiriyorsun, ama onların üzülmesini bile istemezken onları da öldüremiyorsun.
işte böyle bok bi hayatın içine sıkıştık dostum. biliyorum, yaşamak istemiyorsun, birçok kişi istemiyor. ama son bi şans ver hayata, bozulan vücut kimyanı düzeltmek için kullanman gereken ilaçlar var. ama şansını bi zorla be, bi dene, olur ya belki yakalayabileceğin sonsuz bi mutluluk vardır."
Okulların açılmasını hiç bu kadar istememiştim -_-